Yazılı Anayasa Var Ama Yaşayan Yok mu?
Türkiye’nin Anayasası yazılıdır. Sayfalarca madde, vatandaşlık tanımı, temel haklar ve devletin görevleri detaylı şekilde kaleme alınmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin sitesinde her vatandaşa açık. Ancak şu soruyu sormadan geçemiyoruz: Bir Anayasa sadece kağıt üzerindeyse, gerçekten var mıdır?
Anayasa’nın 42. maddesi, herkesin eğitim hakkına sahip olduğunu açıkça belirtir. Devletin eğitimde eşitliği sağlaması, başarılı ancak maddi imkanı olmayan öğrencilere destek vermesi hüküm altına alınmıştır.
Ancak güncel tabloya baktığımızda, özellikle kırsal kesimlerde birçok öğrencinin nitelikli eğitime ulaşamadığını görüyoruz. Maddi imkansızlıklar, okul eksiklikleri ve öğretmen yetersizlikleri, anayasal güvenceye rağmen hala büyük bir engel. O zaman bu hak, kim için var?
66. madde, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin “Türk” olduğunu belirtir. Hukuken kapsayıcı gibi görünse de, bu tanım pratikte etnik ve kültürel ayrımcılığa kapı aralayabiliyor.
Aynı zamanda Anayasa’da, Türkçeden başka hiçbir dilin ana dil olarak öğretilemeyeceği ifade edilir. Bu da, anadili farklı olan milyonlarca vatandaş için eğitim hakkını daraltıyor. Eğer bir çocuk kendi anadilinde eğitim alamıyorsa, bu anayasal eşitlik midir?
İnfaz Kanunu’nun 16. maddesi, ağır hastalık veya engellilik durumlarında cezanın ertelenmesine imkan tanır. Bu hüküm, cezaevinde yaşamını sürdüremeyecek kişilerin insan onuruna uygun şekilde muamele görmesini amaçlar.
Ancak uygulamada ciddi eşitsizlikler var. Aynı durumdaki mahkumlardan biri kısa sürede tahliye edilirken, diğeri yıllarca bekleyebiliyor. Hatta bazıları, karar çıkana kadar hayatını kaybediyor. Bu da gösteriyor ki, yasa var ama adalet yoksa yasa da anlamsızlaşıyor.
Gerçeklerle yüzleşmek isteyenler için izlenmesi gereken bir kaynak.
Anayasa Mahkemesi zaman zaman hak ihlali kararları veriyor. Ancak bu kararlar ne kadar uygulanıyor? İhlaller gideriliyor mu, yoksa sadece arşive mi kaldırılıyor?
Bir hukuk devletinde yasalar sadece yazılmakla kalmamalı; yaşanmalı, uygulanmalı, savunulmalıdır. Aksi halde, Anayasa sadece bir dekor olur — haklar birer temenniye, adalet ise birer masala dönüşür.
Soru basit ama derin: Bu ülkede gerçekten anayasa var mı?
Kağıt üzerinde var ama halkın hayatında yoksa, bu bir kandırmaca değil midir?
Adalet, eğitim, vatandaşlık, sağlık — bunlar sadece devletin değil, halkın da mücadele etmesi gereken alanlardır. Çünkü anayasa kitaplarda değil, sokakta, okulda, mahkemede yaşar.